fbpx
Giriş
x
veya
x
x
Kayıt
x

veya

social facebook social twitter instagram

TÜP BEBEK TEDAVİ AŞAMALARI

TÜP BEBEK TEDAVİ AŞAMALARI

İnfertilite kliniğine başvuran ve tüp bebek tedavisi gerek görülen çifti neler beklemektedir?

Öncelikle ilk görüşme çiftin tıbbi ve üreme sağlığı ile geçmişi gözden geçirilir. Kadının ve erkeğin yaşı, evlilik süresi, cinsel ilişki sıklığı, korunmasız ilişki dönemi çok önemlidir.

Kadının adet düzeni, tüylenme durumu, daha once geçirdiği hastalıklar, Rahim ve yumurtalıkları ilgilendiren hastalık ve operasyonlar, kilo alıp verme düzeni, beslenme ve egzersiz alışkanlıkları, ailedeki kadınların kısırlık ve gebeliğe ait hikayeleri, erken menapoz varlığı üzerinde konuşulması gereken konulardır.

Erkeğin geçirdiği enfeksiyonlar, cinsel fonksiyonlarla ilgili konular, genital bölgeye olan travma ve operasyonlar hikayenin önemli kısmını oluşturmaktadır.

Çiftin sigara, alkol tüketim alışkanlıkları da önemli, infertilite-kısırlık tedavisi öncesi üzerinde durulması gereken konulardır.

Görüşme sonucunda infertilite nedeni tespit edildiğinde doğal olarak nedene yönelik tetkik ve tedaviler uygulanmaktadır.  İnfertilitede nedeni belirlemek için kullandığımız bazı ana testler vardır. Öncelikle kadının jinekolojik muayenesi gereklidir. Bu muayene sırasında adet düzeni, enfeksiyon öyküsü, yumurtalık kapasitesi, rahimi ilgilendiren anatomik anormallikler gözden geçirilmektedir.

Kısaca kadının kabaca hamile kalmasına engel bir durum olup olmadığı saptanmaya çalışılmaktadır.

Adet düzensizliği, tüylenme problemi olan, ailesinde troid ve erken menapoz hikayesi olan kişilerde adetin başlangıç günlerinde hormon testlerini değerlendirmek faydalıdır. Hangi hormonların incelenmesi gerektiği hekim tarafından belirlenir.

Doğal yollardan veya aşılama (intrauterin inseminasyon) ile tedavi düşünülen hastalarda Fallop tüplerinin yapısını ve geçirgenliğini belirlemek için HSG (histerosalpingografi) çekilmesi istenir. Tüp bebek tedavisi için HSG filminin çekilmesine gerek olmayabilir. Fakat daha önce geçirilmiş karın içi operasyon veya enfeksiyon hikayesi olan kişilerde, karın içinde oluşna yapışıklıkların oluşturduğu pasaj bozuklukları karşımıza hidrosalpenks( tüplerin içinde sıvı toplanması) veya pyosalpenks (tüplerin içinde iltihap birikmesi) olarak karşımıza çıkabilir. Bu durumlarda tüp bebek tedavisi öncesi yada en azında embriyo transferi öncesi tedavilerinin yapılması önerilir. Çünkü Fallop tüplerinde toplanan sıvılar, embriyo transferinden sonra rahim içine geri akarak embriyonun yerleşmesini, gebeliğin oluşmasını engelleyebilir. Böyle durumlarda tedavi cerrahidir ve hastalıklı deforme olmuş Fallop tüpünün çıkarılması tavsiye edilir.

İnfertilite nedeniyle başvuran çiftin erkek yönünden değerlendirilmesi de gereklidir. Unutulmamalıdır ki infertilite nedenlerinin yaklaşık %50 si erkekten kaynaklanan problemlerdir. Erkeği değerlendirmek için kullandığımız test spermiogramdır. Bu testle menideki sperm sayısı, hareketliliği ve yapısı kolayca incelenebilir. 3-5 günü cinsel perhizi takiben uygun koşullarda verilen meni örneği deneyimli embriyolog tarafından incelenir. Belirlenen kriterler sahip spermiogram durumunda 2. kez meni örneğinin incelenemesi ve üroloji doktoru tarafından konsültasyon yapılması önerilir. Sperm yapımı dinamik bir olaydır, farklı zamanlarda farklı sonuçlar çıkması normaldir. 2 meni örneği benzer şekilde bazı bozukluklar gösteriyorsa artık bu durumun rastlantısal olmadığı kabul edilir ve tedavi bu bozukluğu da kapsayacak şekilde düzenlenir.

Yapılan standart testler sonucu %80 çiftte infertilite sebebi olabilecek bir durum ortaya konabilir. Kalan % 20 çiftte ise bütün testler normal görünmesine rağmen hamilelik oluşmamaktadır. Bu duruma açıklanamayan infertilite (kısırlık) denmektedir. Tedavisi çiftin yaşına, evlilik süresine ve daha önce geçirmiş oldukları tedavilere göre planlanır.

Günümüzde Tüp bebek tedavileri geçmişle kıyaslandığında kullanılan ilaçlar ve protokoller açısından çok “hasta dostu” hale gelmiştir.  Bu hasta dostu tedaviler hastaların tedavilerini daha kolay sürdürebilmelerine olanak sağlamıştır.

Tüp bebek tedavisinde günümüzde en sık kullanılan protokole gore genellikle tedaviye adetin 2. veya 3. günü başlanır. Bu dönemde yumurtalıklarda o ay için hazırlanan yumurtalar uyarılmaya çalışılır. Genellikle kullanılan enjeksiyonlar cilt altı kolayca yapılabilir şekildedir. Seçilen protokole gore follikül adı verilen yumurta keselerinin gelişimi takip edilir. İstenen büyüklüğe ulaşıldığında ( genellikle bu 10-12 gün civarında) HCG enjeksiyonu ile yumurta hücresinin (oosit) olgunlaşması sağlanır ve HCG enjeksiyonundan 35-36 saat sonra yumurta toplama işlemi (OPU) gerçekleştirilir. Yumurta toplama işlemi sırasında ultrasonun vajinal probuna monte edilen ince bir iğne ile tek tek follikülerin içindeki sıvı ile bereber yumurta hücresi alınmaya çalışılır. Bu işlem ağrılı bir işlem olduğu için local veya genel anestezi ile hastanın ağrı duyması engellenir.

Toplanan yumurta hücreleri deneyimli embriyolog tarafından olgunluklarına gore ayrılır, klasik IVF veya ICSI (mikroenjeksiyon) yöntemi uygulanmak üzere hazırlanır. Bu sırada erkekten alınan sperm hazırlama işlemine tabii tutulur. Sonrasında eğer klasik tüp bebek yapılacaksa her yumurta hücresinin etrafına yaklaşık 50.000-100.000 sperm bırakılır döllenme beklenir. ICSI-Mikroenjeksiyon yapılacaksa her yumurta hücresine 1 adet sperm mikroskop altında enjekte edilir.

Işleme alınan yumurta ve sperm hücreleri enkübatör adı verilen vücut ortamını taklit eden dolaplar içinde döllenme ve bölünmelerin gerçekleştirilmesi için bekletilir. Belli saatlerde yapmasını istediğimiz bölünmeler yönünden takip edilir. Canlılıklarını koruyan embriyolar transfer günü  belirlenerek kadının rahimine transfer edilmeye hazırlanır. Transfer gününü embriyoların gelişimi ve sayısı belirler. Yapılan bilimsel çalışmalar transfer gününün her hasta için farklı olabileceğini göstermiştir. Embriyo transfer işlemi ağrılı bir işlem değildir. İyi bir transabdominal ultrason görüntüsü alabilmek için hastanın idrar kesesinin dolu olması istenir. Ultrason rehberliğinde seçilen embriyo veya embriyolar rahim içine transfer edilir.

Embriyo transfer işlemi sonrası 1-2 saat istirahat ettikten sonra hasta yürüyerek evine taburcu edilir. Bilimsel araştırmalar embriyo transferi sonrası yatak istirahatinin gerekmediğini, hastanın günlük hayatına , işine , normal aktivitelerine dönmesinin psikolojik açıdan daha uygun olduğunu söylemektedir. Sadece ağır egzersizden kaçınması salık verilir. Yürümekle, duş almakla, gezmekle, alış verişe gitmekle, uzanmak, çömelmekle embriyoların yerleşmesi ya da yerleşememesi arasında bir ilişki yoktur. Embriyonun yerleşip gebelik oluşması pek çok komplike olayın düzenli bir şekilde olmasıyla ortaya çıkar. Buna embriyo-rahim konuşması da denmektedir. Embriyo transferinden 10-12 gün sonra kanda beta HCG bakılarak gebelik olup olmadığı ortaya konulur.

Eğer embriyo transfer günü, transfer edilenler haricinde iyi kalitede embriyolar kalırsa bunların dondurularak saklanması tavsiye edilir. Günümüzde uygulanan tekniklerle dondurulmuş embriyoların, taze embriyolar kadar gebelik oluşturma şansı vardır. Dondurulmuş-çözülmüş embriyoların transferi, taze tedavideki gibi yumurta geliştirmek için enjeksiyonlara, tekrar yumurta toplama işlemine ihtiyaç duyulmamasını sağladığı için kolay ve taze tedaviye göre ucuz bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bugün yürürlükte olan yönetmeliğe göre  35 yaş altı grupta ilk 2 tüp bebek denemesinde 1 embriyo, 35 yaş üstü grupta ise 2 embriyo transferi yapılabilmektedir. Yine bu yönetmelik gereği dondurulmuş embriyolar, her yıl onay alınarak 5 yıl saklanabilmektedir.

NODÜLER GUATR
POLİKİSTİK YUMURTALIK SENDROMU
 

By accepting you will be accessing a service provided by a third-party external to https://www.turkiyedetedavi.com/