fbpx
Giriş
x
veya
x
x
Kayıt
x

veya

social facebook social twitter instagram

Gözkapağı Estetiği (Blefaroplasti) Ameliyatı: Kişiye Özel Uygulamalar

Gözkapağı Estetiği (Blefaroplasti) Ameliyatı: Kişiye Özel Uygulamalar

Yeni bir insanla tanıştığımızda, bilinçaltımız o kişi hakkında fikirlerimizi ilk 10 saniye içerisinde o kişinin göz ve göz çevresinin görünümüyle tanımlar ve bu durum çoğunlukla kalıcı olur. Üstelik, kişinin kendisindeki yaşlanma belirtilerini ilk olarak göz çevresindeki değişikliklerle algıladığı bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Bu nedenle tüm karakterimizi ve iç dünyamızı da ifade etmesi itibariyle göz çevremizin görünümü sosyal ilişkilerimizi, iş hayatımızı ve arkadaşlıklarımızı bile etkileyebilmektedir. Gözkapağı ameliyatı yaptırmış olan pek çok kişi, ameliyat sonrasında yakın arkadaşlarının onlara ‘Bir derdin var da bize mi anlatmıyorsun?’, ‘Nedir seni bu kadar mutsuz eden?’ gibi soruları sormaktan vazgeçtiklerini, iş ortamında daha dinç ve enerjik olarak algılandıklarını ya da yeni bir sosyal ortamda daha rahat kabul gördüklerini ifade etmektedirler.

Göz bölgemiz, doğuştan sahip olduğu karakteristik özelliklerin yanı sıra zamanın etkileriyle bazı değişikliklere uğramaktadır. Kapağımızın ve kaş dokusunun sıkılığı ve şekli değişerek sarkmalar ortaya çıkabilmekte, gergin bir bağ dokunun arkasında yer alan yağlar öne doğru torbalar halinde fıtıklaşabilmektedir. Kapak cildi, elastikiyetini kaybederek sarkma ve kırışıklıklar ortaya çıkabilmektedir. Yaşlanma sürecinden bağımsız olarak çok genç yaşta bile görülebilen bu değişiklikler bizi olduğumuzdan mutsuz, neşesiz, gergin, enerjisiz ve yaşlı gösterebilmektedir. Üstelik üst kapaklardaki ağırlık neticesinde gözlerde yorgunluk, hep uykulu olma, okurken yorulma gibi durumlar ortaya çıkabilmektedir.

Gözkapağı estetiği ameliyatı ya da tıbbi adlandırmasıyla ‘blefaroplasti’, bu durumu düzelterek bizi daha dinç, sağlıklı bir görünüme kavuşturabilmektedir. Cerrahi ile en iyi sonucu elde edebilmek için üst kapaklarımızın kaş ve alın ile olan bütünlüğü, alt kapaklarımızın ise yanak ile olan bütünlüğünü algılamak ve herkesin farklı anatomik ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş bir ameliyat planlamak şarttır.

Her hastada ideal olarak iyi sonuç elde etmek ancak iyi bir ön değerlendirme ile mümkündür. Bu değerlendirme esnasında doktorunuz sizin beklentilerinizi dinledikten sonra detaylı bir göz-gözkapağı değerlendirmesi yapacak ve sizin yapınıza uygun olan cerrahiyi planlayacaktır. Tüm hastalarda istisnasız olarak iyi sonuç elde edebilmek için kişisel anatomik varsasyonların farkında olmak ve farklı yapılarda uygulanabilecek farklı teknikler konusunda tecrübe sahibi olmak çok önemlidir. Yapılacak her türlü işlemin göze zarar vermeden ve kapak-göz bütünlüğünün bozulmadan yapılabilmesi için göz fonksiyonlarının da değerlendirilmiş olması önemlidir. Ameliyatlarda pek çok teknik mevcutsa da, iyileşmenin düzgünlüğü bazı temel işlemlerin doğru biçimde uygulanmasına bağımlıdır ve bu da cerrahın bu konudaki aldığı özel eğitimle mümkün olmaktadır.

Üst gözkapağındaki fazla deri ve yağ, kapağın doğal katlantı çizgisi içerisine gizlenecek bir kesi yolu ile çıkarılmaktadır. Eğer üst gözkapağında düşme varsa, aynı kesiden kapağı kaldırıcı kasın sıkılaştırılmasını yapmak mümkündür. Varsa yağ fazlalıkları da alınır ve aynı kesiden, sarkmış olan gözyaşı bezine veya kaşın dış kısmındaki düşüklüğe müdahale edilebilir. Kesi ince estetik dikişlerle kapatılır ve buz uygulamasının ardından hasta 2 saat içerisinde taburcu edilir. Gözler kapatılmaz, dikişler 5-6 gün sonraki kontrolde alınır.

Alt kapak ameliyatları genellikle torbalanmaları gidermek için yapılsa da, cilt fazlası/sarkmasının, kas-bağ doku gevşekliklerinin, kapaktaki sıkılık kaybının da farkedilerek eşzamanlı olarak giderilmesi, ideal sonucu elde edebilmek için önemlidir. Gerekli olan durumlarda bu ameliyat orta yüz germe ile desteklenir. Yağ torbalarını gidermek için pek çok teknik mevcut olsa da, en iyi sonucu kapağın içerisinden girilerek fazlalıkları alma ve yer değiştirme teknikleri sağlamaktadır. Eğer çukurlaşma çok belirginse, bu bölgelerin hazırda bulunan yağlarla doldurulması, mor halkaları giderirken gençleşmiş bir yüz görünümü sağlamaktadır. Ameliyat kapak içerisinden yapıldığı için kesi izi, yara ihtimali yoktur. Gerekli durumlarda kirpiklerin altından gizli bir kesi ile cilt fazlası da çıkartılabilir. Gevşeklik olan durumlarda mutlak surette kapağın dış kısmının sıkılaştırılması, komplikasyonların önlenmesi açısından şarttır. Ameliyat sonrasında 2 saat buz uygulamasını takiben gözler kapatılmadan hasta taburcu edilir.

Sedasyon (damardan verilen sakinleştirici) altında lokal anestezi ile yapılan bu ameliyatlar sonrasında ilk 2 gün sakin bir hayat tarzı ile şişlik/morluğu azaltmak amacıyla buz uygulaması önerilir. Genellikle ağrı ve rahatsızlık hissi belirgin değildir. Zorlayıcı aktiviteler ve ıkınma haricinde ilk 2 günden sonra gündelik aktivitede bir kısıtlama gerekmez. Ameliyatlar uygun biçimde yapıldığında 10 yıllar boyunca etkinliği devam eder.Yaşlanma sürecinin farklı etkilerine bağlı olarak ise, ilerleyen zamanlarda ilave ameliyatlar veya destekleyici ameliyat dışı yöntemler rahatlıkla uygulanabilir.

Bebeklerde Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Nedir, Nasıl ...
Göz Çevresinde Ameliyatsız Tedavi Yöntemleri
 

By accepting you will be accessing a service provided by a third-party external to https://www.turkiyedetedavi.com/