fbpx
Giriş
x
veya
x
x
Kayıt
x

veya

social facebook social twitter instagram

Sağlık Bilgileri & Makaleler

Uzmanlardan Diş Tedavileri, Estetik & Güzellik, Göz Tedavileri, Saç Tedavileri ve diğer birçok sağlık alanlarında faydalı bilgiler.

KAYIPLARIMIZ

Yaşantımızdaki insanları çeşitli nedenlerle kaybederiz. Kimisini ölümle, kimisini ayrılıkla, kimisini araya giren küslüklerle. Gidenlerin kimisi geri gelir, kimisi hiç geri gelmez, kimisini ise belki biz görmek istemeyiz. Bütün bunlar yaşantımızdaki kayıpları oluşturur. Kayıp aynıdır ama bizim tepkilerimiz bize göre ve yaşadığımız ilişkiye göre değişir. Ben bu yazımda daha çok ayrıldığımız insanlardan dolayı yaşadığımız kayıplardan bahsetmek istiyorum. BİTECEK BİR İLİŞKİYİ KİMSE KURTARAMAZ Kimi kayıplar bize yaşamın sonu gibi gelirken kimi kayıplarda ise içimizi gizli bir sevinç kaplar. Hayatımızdan çıkaramadığımız kişi kendi kendine gitmiştir. Bu yüzden kayıpların şiddeti ilişkinin bizim ona ne kadar değer verdiğimiz ve sahiplendiğimiz ile ilişkilidir. Giden insan biz istemezsek bizi üzemez. “Güzelliğin on para etmez bendeki bu aşk olmasa” diyen Yunus Emre’nin dediği gibi bizim gönlümüzdeki aşktır gideni kıymetli kılan. Bu yüzden gidenin ya da kaybettiğimizin arkasından duyduğumuz acı bize ve kişiliğimize bağlıdır. Eğer çok acı çeken, kendini suçlayan, “O iyiydi ama ben onu üzdüm” diyen, yaptığı olumsuzlukları görmek...
Devamını okuyun
  8064 Tıklanma
  0 yorum
8064 Tıklanma
0 yorum

İNTİHARA EĞİLİMLİ MİSİNİZ?

Zaman zaman intihar düşünceleri gelip, ölüp kurtulayım der misiniz? Hastalıklarınız geçmiyor ve yaşam çekilmez hale geliyor mu? Geçmişte intiharı denediğiniz oldu mu? Zaman zaman kendinize zarar verici davranışlarınız olur mu? Ailenize, sevdiklerinize kızıp kendimi öldürürsem onlar bunun acısını çekerler diyor musunuz? Yaşamı kaldıramıyorum, her şey ağır geliyor diyor musunuz? Kendinizi yapayalnız ve desteksiz hissediyor musunuz? İntihar edenleri savunur onların çaresiz olduğunu öne sürer misiniz? Ailenizde geçmişte intihar eden oldu mu? Öfkelendiğinizde anda gözünüz bir şeyi görmez ve kendinize zarar vermeye kalkar mısınız? "Hayır"ların sayısı fazla ise... Cevaplarınızdaki “Hayır” ların sayısı “Evet”lerin sayısından fazla ise intihara eğilimli değilsiniz. Ölüm zaman zaman kurtarıcı gibi geliyordur ama yaşama daha bağlı olmak sizi kurtarıyor. İntihar kişinin çaresizliğinde ortaya çıkan bir duygu olup bununla baş edebilmek zaman zaman güç gelse de yaşamınıza son vermek çözüm değildir. İntihar düşünceleri depresyonla ortaya çıktığı için depresyonun tedavi edilmesi intihar düşüncelerini kaldıracak, terapiler intihar düşüncesini kurtarıcı olmaktan çıkaracaktır. İntihar düşünceleri...
Devamını okuyun
  17105 Tıklanma
  0 yorum
17105 Tıklanma
0 yorum

PANİK BOZUKLUĞUN İLAÇSIZ TEDAVİSİ

Panik bozukluk birden bire başlayan nefes alamama, kalp çarpıntısı, ölüm duygusu, kontrolü kaybedip deli olma korkularının yaşandığı bir hastalıktır. Geldiği zaman en fazla 20 dakika sürse bile bunu bir kere yaşayan kişi sürekli olarak bunu yaşama korkusu ile yaşantısını kısıtlamakta ve gün boyu panik gelir mi diyerek beklemektedir. Panik bozukluğu olan kişiler halk arasında yaygın inanışla bağımlı olma korkusu yaşayarak ilaç kullanmak istememekte, ilaç dışında bir seçenek olmadığını düşünerek hastalığı ile birlikte yaşama yoluna gitmektedir. Tabii bu hastalıkla birlikte yaşamak mümkün olmadığı için de hayatı zorlaşmaktadır. Panik bozukluk ilaçsız olarak tedavi edilebilir. Özellikle hastalığın ilk başladığı zamanlar yakalandıysa ve hastalar terapiye uyum sağlarlarsa o zaman ilaç kullanmadan, terapi ile atlatılması mümkündür. Bu konuda bilişsel terapilerin faydası çoktur. Gelen rahatsızlığın bir kalp krizinin göstergesi olmadığı, bunların kişiyi öldürmeyeceğini fark etmesi kişinin panik konusunda ki korkularını kaldırmaktadır. Egzersiz yaptığı zaman da aynı belirtileri yaşayıp, sık nefes alıp verdiğinin ve kalp atım hızının yükselmesinin...
Devamını okuyun
  7273 Tıklanma
  0 yorum
7273 Tıklanma
0 yorum

ÖN ÇAPRAZ BAĞ TAMİRİ

Ön Çapraz Bağ Anatomisi Ön çapraz bağ diz ekleminin stabilizasyonunu sağlayan ana bağdan biridir. Diz ekleminin ortasında bulunur ve dizin öne kaymasını engeller, tam yırtığında hastalar dizde boşalma şikayeti ile hekime gelirler. Ön çapraz bağ yırtığında risk faktörleri: 1- Çapraz bağın yapıştığı alanda anatomik darlık olması 2- Yaygın bağ gevşekliği bulunması 3- Bozuk zeminde spor yapılması 4- Kadınlarda risk erkeklere göre 4-8 kat fazladır. Oluş Mekanizması: Sıklıkla ayak zeminde sabit duruken vucudun diz üzerinde dönmesi sonucunda ortaya çıkar. Basketbol veya futbol gibi spor ile uğraşanlada koşarken yön değiştirmek için ani yavaşlama sonrasında ortaya çıkar. Ayrıca sıçrama sonrasında diz üzerine kontrolsüz yüklenme de çapraz bağın yırtılmasına neden olabilir. Ön çapraz bağ yaralanması ile birlikte sıklıkla menisküs yırtığı da görülür. Ön Çapraz bağ yokluğunda diz ekleminin biyomekanik ve kinematiğinin bozulması; menisküs ve diz eklem kıkırdağının anormal yük altında kalmasına , bunun sonucunda da dejeneratif artrit(kireçlenme) meydana gelmesine yol açar. Hastanın Şikayeti: Hastanın öyküsü...
Devamını okuyun
  11509 Tıklanma
  0 yorum
11509 Tıklanma
0 yorum

İLİŞKİLERDE STOCKHOLM SENDROMU NEDİR?

“Beni anlayamazsınız.” Böyle tanırsınız bir ilişkideki Stockholm sendromunu. Dışardan bakıldığında çekilmeyecek ilişkileri çeken, sürdürülmeyecek evliliği sürdüren insanların kendilerine bunu yaşatan insana duyduğu bağımlılığı anlatır Stoockholm sendromu. Adını İsveç’in başkenti Stockholm’de 1973 yılında yaşanan banka soygunundaki olaylardan almıştır. Rehin alınanların banka soyguncuları ile yakınlaşması, onları haklı bulması, yardım etmesi hatta aralarından sonraki yıllarda onlarla evlenenlerin çıkması sırasında yaşanan duygusal bağlanmalar Stockholm sendromu olarak adlandırılmıştır. Bu terim sonraki yıllarda tecavüze uğrayanların tecavüzcüye, fahişeliğe sürüklenen kadınların kendilerini bu duruma sokan insanlara ya da şiddete uğrayan insanların kendilerine bu şiddeti uygulayan kişilere duyduğu yakınlığın tanımlanmasında da kullanılmıştır. İNSAN KENDİSİNE ZARAR VEREN BİR İLİŞKİYİ NEDEN SÜRDÜRÜR? Bir insan neden kendine eziyet eden bir insanı sever, onu haklı bulur ve ilişkisini sürdürür? Bunu farklı şekillerde açıklamak mümkün, şiddet olaylarında can korkusu; evliliklerde yaşamını finansal olarak sürdürememe korkusu; ikili ilişkilerde bir daha kendisini kimsenin sevmeyeceği korkusu bu ilişkiyi sürdürmenin mantıklı açıklaması olarak alınabilir. Bu durumu ilişkiler bazında değerlendirirken biraz...
Devamını okuyun
  18813 Tıklanma
  0 yorum
18813 Tıklanma
0 yorum

ERKEKLERDE CİNSEL İSTEKSİZLİK NEDENLERİ NELERDİR?

  Son zamanlarda giderek artan oranda erkek danışanım ve onların eşlerinden bu konuda şikayet olması nedeniyle bu konuyu yazmak istedim. Erkeklerde cinsel ilgi azlığı bazen kısa dönemler halinde olabildiği gibi bazen de daha uzun zaman sürebiliyor.  CİNSEL İSTEKSİZLİĞİN NEDENİ BÜYÜK ORANDA PSİKOLOJİK KAYNAKLI Erkeklerde cinsel ilgi azlığı en çok psikolojik kaynaklı olmakla birlikte, oranı düşük de olsa kalp rahatsızlıkları, şeker hastalığı, testesteron düzeyi düşüklüğü, aşırı alkol kullanımı ve kilo fazlalığı gibi fiziksel sorunlar sebebiyle de olabiliyor.  Psikolojik faktörlerin başında erkeğin eşine karşı ilgi ve istek azalışı geliyor. Başlangıçta iyi giden cinsellik kadının hamileliği, hamilelik sırasında vücudunun değişmesi, erkeğin gözünde çirkinleşmesi, doğumdan sonra anaç bir hal alıp sürekli çocuğu ile ilgilenip erkeğe cinsellik için enerjisinin kalmaması ile aksamaya başlıyor. Sonuçta eşler aralarında cinsel soğukluk oluşup bu da bir süre sonra erkeğin eşine ilgi ve istek azlığına neden oluyor. Eşini artık kadın olarak değil de bir anne olarak görmesi, cinsel duyguları şefkat duygularına...
Devamını okuyun
  26298 Tıklanma
  0 yorum
26298 Tıklanma
0 yorum

Almanya'da Tıp Bayramı Etkinlikleri (13-16 Mart 2016 Essen)


Platform olarak ; 14 MART 2016 tarihinde ESSEN’de “Türkiye'deki sağlık hizmetlerinin ve muhtemel sağlık turizmi işbirliklerinin” anlatılacağı seminerimiz olacaktır.  Seminerden sonra  Ana vatandan uzak yaşayan siz meslektaşlarımızın tıp bayramını kutlamak için akşam yemeği  verilecektir.         Ayrıca iki gün süresince tüm halka açık olarak  ANAVATANDAN ESİNTİLER VE  SAĞLIK ORDUSU FOTOĞRAF SERGİSİ düzenleyeceğiz . Sergide Türkiye'den  gelen sağlık kuruluşları sizlere sundukları  hizmetler hakkında bilgi verecektir.  Programımıza tüm  vatandaşlarımız ve sağlık çalışanları davetlidir.. Tanıtım Broşürü Davetiye
  37774 Tıklanma
  0 yorum
37774 Tıklanma
0 yorum

Avrupa'da meme büyütme ameliyatına bakış

10-11 Ekim 2015 tarihinde silikon meme implantı üreticisi A… firmasının davetlisi olarak İsveç’in başkenti Stockholm’de iki gün süren bir toplantıya katıldım. Meme büyütme alanında karşılıklı fikir alışverişi ve son yenilikler hakkında bilgi edindiğim çok yararlı bir toplantı oldu. Alanında en iyi firmalardan biri olan üretici firma ürettiği implantların kalitesi kadar hekimlerle uluslararası diyaloğu sağlaması ile de kendilerine olan güvenimizi arttırdılar. Silikon takma yöntemi ile meme büyütme dünyanın her tarafında çok ilgi görüyor. Bu ilgi neticesi firmalar da bu alana çok yatırım yapıyorlar. Bu sebeple implant teknolojisi hızla ilerliyor. Sadece implant materyaline yatırım yetmeyeceği için üretici firmalar bu tür etkinlikler düzenleyerek satışlarını arttırmak, hem hasta hem de plastik cerrahi uzmanı tarafından daha çok tercih edilir bir marka olmak istiyorlar. Tabi yine hem biz plastik cerrahlar için hem de hastalarımız için teknolojik gelişmeler harika. İmplant tipleri her yerde aynı ancak her ülkede plastik cerrah ve silikon taktırmak isteyen kadınların olaya yaklaşımı farklı. Meme büyütme teknikleri de doğal olarak farklı. Gerçi bir çok...
Devamını okuyun
  40690 Tıklanma
  0 yorum
40690 Tıklanma
0 yorum

Menisküs Yırtığı

Her Menisküs Yırtığı Ameliyat gerektirir mi? Ameliyat kararı verilen menisküs yırtığı hemen ameliyat edilmeli mi? Menisküsler diz eklemi içerisinde bulunan; eklemin korunması, stabilitesinin sağlanması ve eklem kıkırdağının beslenmesi gibi birçok fonksiyonu bir arada yerine getiren yarım ay şeklinde kıkırdak yapılardır. Menisküs yırtıkları değişik şekillerde oluşabilir. Genç aktif hastalarda genellikle zorlanma veya spor travmasına bağlı olarak ortaya çıkarken orta yaşın üzerinde dokuların su içeriğinin azalması sonucu meydana gelen dejenerasyon nedeni ile ortaya çıkar. Bilindiğinin aksine menisküs yırtığı gerçekten sadece sporcu hastalığı değildir. Profesyonel sporcular yaralandığında basında konu gündeme geldiği için insanlar sanki sadece sporcularda bulunan bir hastalıkmış gibi algılamaktadır. Oysa orta yaşın üzerinde normal bireylerde daha sık ortaya çıkmaktadır. Günümüzde MR görüntüleme yönteminin kolay ulaşılabilir olması nedeni ile nerede ise her dizi ağrıyan hastaya MR çekilmekte, MR raporunda menisküs yırtığından bahseder ise mutlaka ameliyat edilmesi gerekirmiş gibi bir algı ortaya çıkmaktadır. Oysa unutulmaması gerekir ki diz ağrısına neden olan menisküs yırtığı dışında...
Devamını okuyun
  10600 Tıklanma
  0 yorum
10600 Tıklanma
0 yorum

KALÇA PROTEZİ

Kalça protezi nedir? Değişik nedenler ile bozulan kalça ekleminin ameliyatla metal veya metal-seramik karışımından üretilen yapay eklem ile değiştirilmesi işlemidir. (Resim 1-2) Kalça Eklemi neden bozulur? Gençlerde: -Kalça eklemi doğuştan kaynaklanan genetik hastalıklar -Çocukluk çağında geçirilen kalça eklem enfeksiyonu, -Perthes Hastalığı, -Kalça kemiği kırığı sonrası kemiğin dolaşımının bozulması, -Osteonekroz hastalığı, -Romatizmal hastalıklar sonrası -Tedavi edilememiş kalça çıkığı gibi nedenler ile eklem kıkırdağı bozulabilir.  İleri Yaşlarda: -Özellikle 65 yaşından sonra yaşlılığa bağlı gelişir, -Yaşlı hastalarda kemik erimesi(Osteoporoz) nedeni ile gelişen kalça kırıkları sonrasında kalça eklemi bozulduğu durumlarda, -Patolojik kırığa yol açan kemik tümörü metastazları sonrasında -Romatizmal hastalıklara bağlı olarak kalça protezi gerekebilir. Kalça Protezi nezaman yapılmalıdır? Kireçlenmeye bağlı kalça protezi ameliyatı için 2 önemli gerekçe vardır. 1- Hastanın ağrısız yürüme mesafesinin 300 metrenin altına düşmesi veya 2- Her gün ağrı kesici ilaç kullanmak zorunda kalması halinde hastaya protez yapılmasının zamanı gelmiştir. Her gün ağrı kesici almak zorunda kalan hastalarda ilaçlara bağlı böbrek...
Devamını okuyun
  30405 Tıklanma
  0 yorum
30405 Tıklanma
0 yorum

DİZ PROTEZİ

Diz protezi nedir? Değişik nedenler ile bozulan diz ekleminin ameliyatla metalden üretilen yapay eklem ile değiştirilmesi işlemidir. (Resim 1) Diz Eklemi neden bozulur? Gençlerde: -Diz eklemi doğuştan kaynaklanan genetik hastalıklar -Çocukluk çağında geçirilen diz eklem enfeksiyonu(Septik artrit), -Tedavi edilmemiş eklem içi kırıklar sonrası, -Osteonekroz hastalığı, -Romatizmal hastalıklar sonrası -Metabolik hastalıklra sonrası(Gut gibi) -Hemofili hastalığına bağlı sık eklem içi kanamalar sonrası. İleri Yaşlarda: -Özellikle 65 yaşından sonra yaşlılığa bağlı gelişir, -Obezite(Aşırı kilolu olmak) -Romatizmal hastalıklara bağlı olarak diz protezi gerekebilir. Diz Protezi nezaman yapılmalıdır? Kireçlenmeye bağlı diz protezi ameliyatı için 2 önemli gerekçe vardır. 1- Hastanın ağrısız yürüme mesafesinin 300 metrenin altına düşmesi veya 2- Her gün ağrı kesici ilaç kullanmak zorunda kalması halinde hastaya protez yapılmasının zamanı gelmiştir. Her gün ağrı kesici almak zorunda kalan hastalarda ilaçlara bağlı böbrek ve karaciğer hasarı meydana gelebilir. Hastanın Yürüme mesafesinin artırılması ve ağrı kesici ihtiyacının önüne geçilebilmesi için protez yapılmasında fayda vardır. Kimlere Diz...
Devamını okuyun
  41212 Tıklanma
  0 yorum
41212 Tıklanma
0 yorum

Eroin Bağımlılığında (ÇİP) Yöntentemi Nedir ?

Eroin bağımlılığı dünya'da giderek artan bir sorun haline gelmiştir, hasta ve yakınlarının tedavi konusunda inancının düşük olması, çaresizlik ve tükenmişlik hissi tedaviyi daha da güçleştirmektedir. Genel olarak hastaların arındırma tedavisi sonrası taburcu edilerek oral ilaçlar önerilerek ayaktan takiplerinin önerildiği bir tedavi sürecinin işlevselliğinin istenilen düzeylerde olmadığını görmekteyiz. Bu sıkıntılar göz önünde bulundurulduğunda ülkemiz için yeni tedavi yöntemleri de ön plana çıkmaktadır. Naltrekson, eroinin kişide uyandırdığı haz, öfori gibi duyguları ortaya çıkaran özellikle kappa mü reseptörlerini kapatır. Bu reseptörler işlev göstermediğinde kişi eroinden haz alamaz, isteği azalır, hatta eroin naltreksonla birlikte kullanıldığında başka sistemlerdeki reseptörleri etkileyebileceğinden, bulantı, kusma, solunumu baskılama, hayatı tehdit edebilecek sağlık sorunlarına yol açabilir. Kişinin bu sıkıntıların farkında olması ve yaşaması, eroinle ilgili olumlu duygusal kodları-bilişleri de ortadan kaldırmaktadır. PELLET NALTREKSON (ÇİP) Halk arasında çip, palet olarak bilinen pellet naltrekson tedavisi oral tedaviye alternatif olarak çıkmış özellikle motivasyonel artış sağlaması açısından önemli bir yer edinmiştir. Hasta eroin tedavisi için...
Devamını okuyun
  20867 Tıklanma
  0 yorum
20867 Tıklanma
0 yorum

HASTALIK HASTALIĞI

HASTALIK HASTALIĞI DEDİĞİMİZDE GÖZÜMÜZDE CANLANAN SÜREKLİ OLARAK BEDENSEL ŞİKAYETLERİ OLAN, DOKTOR DOKTOR DOLAŞAN, BİR TÜRLÜ İYİ OLMAYAN HASTALARDIR.Hastalık hastalığı dediğimizde gözümüzde canlanan sürekli olarak bedensel şikayetleri olan, doktor doktor dolaşan, bir türlü iyi olmayan hastalardır. Belki en abartılı durumu bu olsa bile genel olarak ufacık şikayette hasta olduğunu düşünen insanları günlük yaşantımızda görüyoruz. Belki de kendimiz yaşıyoruz. Sağlık konusu günümüzde çok yaygın bir kaygı haline geldi. Gelişen teknoloji ile birlikte artık en basit hastalığı bile internetten bulabiliyor ve televizyonda programlarda uzun uzun dinleyebiliyoruz. Bu bir bakıma iyi olduğu gibi bir bakıma da aşırı bir sağlık kaygısı ortaya çıkarıyor. Bir danışanım bana “Midem bulanıyor, beyin tümörü olmayayım” diye kaygısını dile getirmişti. Gittiği doktorlar böyle bir şeyin olmadığını ifade etmiş, yapılan muayenesinde bir şey çıkmadığını söylemiş ama inanmayınca beyin tomografileri çekilmiş, buna rağmen yine ikna olmamıştı. Bir süre tedaviden sonra bu korkudan kurtulmuş ama bu sefer de “Beyin tümörü değilsem neyim?” demeye başlamıştı....
Devamını okuyun
  19426 Tıklanma
  0 yorum
19426 Tıklanma
0 yorum

YEME BOZUKLUKLARINDAN DİŞLER NASIL ETKİLENİR?

Günümüzde zayıf olmak artık tutku boyutunda . Zayıflamak ve ince görünmek bu denli önemli olunca çeşitli yeme bozuklukları ortaya çıkmakta . Bu bozukluklar APA tarafından üç guruba ayrılmıştır. 1. Anareksiya Nervoza 2. Bulimiya Nervoza 3. Başka türlü adlandırılamayan yeme bozuklukları olmak üzere üç guruba ayrılmıştır . ANOREKSİYA NERVOZA Sinirsel nedenlerle iştahın azalması anlamında da kullanılmıştır . Özelikle 10-24 yaşları arasındaki genç kızlarda  rastlanılan  Anoreksiya Nevroza görülme sıklığı % 0,3 civarındadır. İki tipte gözükür. Kişi aç kalıp aşırı egzersiz yapar ya da aşırı atak tarzında tıkınıp yemegi çıkarır ya da  laksatif veya diziretik kullanır. Anoreksiyadan en çok dişetleri etkilenir özelikle tamamen yemegi kesenlerde vitamin kaybına bağlı olarak dişetlerinde savunma mekanizmasının  kaybıyla dişetleri daha çok iltahaplanmaya kanamaya başlar . Dişeti  rahatsızlığı zaten mevcut olan anoteksiya nervoza Hastasında kemiklerde de kayıplar meydana gelerek dişlerde sallanma ve  hatta kayıplar başlar . BULİMİYA NERVOZA Manken hastalığı da denilen yemek yedıkten sonra  kusurak yenılenler cıkarılır ve bu...
Devamını okuyun
  13863 Tıklanma
  0 yorum
13863 Tıklanma
0 yorum

BU YIL TIP BAYRAMINI ALMANYADA KUTLUYORUZ...

Platform olarak ; 14 MART 2015 tarihinde DÜSSELDORF’ta “Türkiye deki sağlık sistemi ve muhtemel sağlık turizmi işbirliklerinin” anlatılacağı seminerimiz olacaktır. Ayrıca Anavatandan uzak yaşayan siz meslektaşlarımızın tıp bayramını kutlamak için seminerden sonra akşam yemeği ve ANAVATANDAN ESİNTİLER VE SAĞLIK ORDUSU SERGİSİ düzenleyeceğiz . Seminerde ve Tıp bayramı gecesinde tüm sağlık çalışanlarını aramızda görmekten mutluluk duyacağız.                                                                                                VisitTurkeyforhealthcare Platformu                                                                                                                     Başkan                                                                                                              Dr Dursun Aydın Tarih ve yer : 14 Mart 2014 :Hotel Bredeney ( www.hotel-bredeney.de ) ESSEN/ DÜSSELDORF Seminer     : Saat 12-18   Yemek        : Saat 19-20 Tıp bayramı gecesi: Saat 20-22 İletişim ve   Detaylar     :      Türkiye   : Ümit Şahit       Tel- (0090) 444 5 986            e posta : Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.      Almanya : Serdar Gökkuş Tel-(0049) 179 5480660         e posta : Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.         Not : 1- Seminer ve Tıp bayramı gecesine katılım ücretsiz olup web sitemizden 12 Mart 2014 tarihine kadar kayıt zorunludur. Ayrıntılı bilgi için: http://www.ipsa.org.tr/tr/faaliyetlerimiz/tip-bayramini-avrupa-da-kutluyoruz-11-15-mart-2015-dusseldorf-ve-koln-almanya.html
  41615 Tıklanma
  0 yorum
41615 Tıklanma
0 yorum

VAJİNİSMUS BELİRTİLERİ

Vajinismus sorunu, cinsel ilişkide kasılmalara bağlı olarak tam bir birlikteliğin sağlanamaması olarak biliniyor. Toplumun tüm katmanlarında görülen bu cinsel sorun, günümüzde doğru tedavi teknikleri ile kısa sürede tedavi edilebiliyor. Vajinismus belirtileri gösteren bayanların erken dönemde bir jinekoloğa giderek kontrolden geçmeleri şart! Nitekim, vajinismus sorunu yalnızca jinekolog hekim tarafından yapılan jinekolojik değerlendirme ile kesin olarak teşhis ediliyor. Vajinismus Belirtileri Neler? Vajinismus belirtileri arasında en sık olarak cinsel ilişkide korku ile kasılma ve ilişkinin tam olarak gerçekleşememesi yer alıyor. Ayrıca: - İlişkinin ağrılı, acılı şekilde oluşması - Yarım birleşmenin olması - İlişkinin yalnızca belirli pozisyonlarda ve zorlanarak gerçekleşmesi - Jinekolojik muayene olamama - Vajina içerisine fitil, tampon, parmak yerleştirememe - Vajinaya dokunamama, bakamama gibi belirtiler de vajinismusu işaret ediyor. Özetle; vajinismus sorununda yapılan jinekolojik muayenenin önemi de büyük. Çünkü ancak jinekolojik muayene sırasında kasılmaların saptanması ile kesin teşhis konulabiliyor. Ayrıca jinekolojik muayene sırasında dış genital alan, kızlık zarı ve vajina ile ilgili doğuştan...
Devamını okuyun
  11636 Tıklanma
  0 yorum
11636 Tıklanma
0 yorum

ŞEKER AMELİYATININ ÖNEMİ

İleal interpozisyon, tip 2 diyabetin etki ve işleyiş mekanizmaları araştırılıp incelenirken bu işleyiş mekanizmaları temel alınarak hastalığa özgü geliştirilen cerrahi yöntemdir. Geliştirilen bu cerrahi yöntemde devam eden hastalığı besleyen sindirim sistemi yerine, tip 2 diyabetin işleyiş mekanizması üzerinden cerrahi olarak yapılan bir işlemle (İşte buna ileal interpozisyon adı verilir.) düzelme eğilimine girecek yeni sindirim sistemini beslemek akılcı çözümlerden en etkilisi olarak görülmektedir. İleal interpozisyon operasyonu şeker hastalığının tedavisinde bilinen en etkili tedavi olarak kabul edilmektedir. İleal interpozisyon + sleeve gastrektomi cerrahi yöntemi tip 2 diyabet tedavisinde diğer seçeneklere göre öne çıkmaktadır. Çünkü bu operasyon obez olmayan hastalarda da etkin sonuç vermekte, kalıcı beslenme sorunlarına neden olmamakta(vitamin-mineral eksiklikleri gibi), hayat beklentisi ve kalitesini belirgin ölçüde pozitif etkilemektedir. Tüm bunlardan yola çıkarak bu ameliyatların metabalik etkilerinin çok daha güçlü olduğunu söyleyebiliriz.
  12589 Tıklanma
  0 yorum
12589 Tıklanma
0 yorum

DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR?

Yetişkinlerde görülen diyabet hastalığı pankreasta yapılan insülin hormonunun zaman içerisinde gittikçe azalması veya üretilen insülinin etkisiz kalmasıdır. Diyabet, tüm dünyada sıklığı gittikçe artan salgın boyutlarına ulaşan, sessizce ilerleyen ömür boyu devam eden bir hastalıktır. Diyabette temel olarak kan şekeri yüksekliği söz konusu olmasına rağmen bununla birlikte sıklıkla kanda yağ, kötü kolesterolde yükseklik, iyi kolesterolde düşüklük, karaciğerde yağlanma görülmektedir. 2000’li yıllarda tahminin 171 milyon olan diyabetli sayısının 2030’larda 366 milyona ulaşacağı düşünülmektedir. Ortalama yaşam süresinin artması, fizik aktivitenin azalması ve şişmanlığın artması diyabet hastalığının hızla artmasına yol açmıştır. Diyabet hastalarının %80-90’ı şişmandır. Türkiyede kasım 2010 da yayınlanan TURDEP-II adlı araştırmaya göre, diyabet sıklığı %90 artarak, %7.7’den %13.7’e yükselirken obezite oranlarında %44 artış saptanmıştır. Diyabetin organlarda yaptığı hasarlardan dolayı sağlık giderleri ciddi şekilde artmakta ve toplumlara oldukça büyük sosyo-ekonomik yük getirmektedir.
  44423 Tıklanma
  0 yorum
44423 Tıklanma
0 yorum

OZON TEDAVİSİNİN 150 YILDIR KULLANILDIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ?

 Tıpta hastalıkların tedavisinde 150 yıldan fazla zamandır kullanılmakta olan Ozon gazının faydalarını,hangi hastalıklara iyi geldiğini Uzman doktorumuza sizler için sorduk.. Ozon tedavisi nedir? Ozon (O3); üç oksijen atomundan oluşan renksiz, keskin kokulu doğal bir gazdır. Ozon gazı, tıpta hastalıkların tedavisinde 150 yıldan fazla zamandır Avrupa , Rusya, Amerika'da yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Belirli bir miktarda ozon/oksijen karışımının vücut boşluklarına ya da dolaşım sistemine uygulanmasıyla yapılan iyileştirici tedavilere Ozon terapi denilmektedir Ozon terapinin etkileri bilimsel olarak yüzlerce çalışmayla kanıtlanmıştır. Ozon tedavisi ile birçok patolojik durum daha iyi hale gelir veya tamamen düzelebilir.   Ozon tedavisi ne işe yarar? Ozonun genel etkilerini; metabolizmanın düzenlenmesi, antioksidan sistemlerin uyarılması ve zararlı ürünlerin ortadan kaldırılması, dezenfeksiyon ve vücutta mikroorganizmalara karşı olan etkisi, enzimlerin ve hormon etkileşimlerinin düzenlenmesi, vücudun bağışıklık sisteminin uyarılması, hücrelerin yenilenmesi, dokuların oksijelenmesinin düzenlenmesi, pıhtılaşma sistemlerinin düzenlenmesi şeklinde özetleyebiliriz. Ozon tedavisi vücutta ne gibi değişikliklere yol açmaktadır? ·             Kanın oksijen taşıma kapasitesini artırır. ·             Dokularda antiinflamatuar...
Devamını okuyun
  18844 Tıklanma
  0 yorum
18844 Tıklanma
0 yorum

HİPOTİROİDİ

Tiroid fonksiyonlarında azalma demektir. Hipotirodi en sık rastlanılan tiroit hastalığıdır. Tiroid hormonları birçok hücresel işlev ve bir çok hücresel süreç üzerinde etkilidir.Kadınlarda daha sık görülür, yaşla birlikte görülme sıklığı artar ve ailesel geçişi vardır. Hipotiroidinin nedeni Erişkinlerde hipotiroidinin en sık sebebi Hashimoto tiroitidir. Bu hastalıkta bağışıklık sistemi tiroit bezinin yapısını bozarak yeterli hormon üretmesini engeller.yani otoimmün  olay sonrası gelişen bir hastaklıktır.pernisyöz anemi ,romatoid artrit,addison hastalığı ve tip 1 diyabet ile birliktelik olabilir.Hipotiroidi ayrıca esas olarak başka tiroit hastalıklarının tedavisinde kullanılan yöntemler olan radyoaktif iyot tedavisi ve cerrahi sonucunda gelişebilir.Hipotiroidi tiroit bezinin gelişmemesine bağlı olarak doğuştan itibarende görülebilir.Hipopituitarizm veya hipotalamus kusuruİyot eksikliğiBoyuna uygulanan radiyoterapiİlaçlar amiodaron ,antitiroid ilaçlar  ve lithium Hipotiroidi önemi Erişkinlerde, hipotirodiye bağlı mental ve fiziksel performansta azalma meydana gelir. Ayrıca kolestrol ve trigliserid yüksekliğine neden olarak kalp hastalığına yol açabilir. Ciddi tedavisiz hipotiroidiye bağlı hayatı tehdit eden bir durum olan miksödem koması gelişebilir. Hipotiroidi tanısı özellikle gebelik döneminde bebeğin sağlığı...
Devamını okuyun
  26598 Tıklanma
  0 yorum
26598 Tıklanma
0 yorum