fbpx
Giriş
x
veya
x
x
Kayıt
x

veya

social facebook social twitter instagram

Sağlık Bilgileri & Makaleler

Uzmanlardan Diş Tedavileri, Estetik & Güzellik, Göz Tedavileri, Saç Tedavileri ve diğer birçok sağlık alanlarında faydalı bilgiler.

Doktorumuzla Sohbetler: Fenol ile Kıl Dönmesi / Pilonidal Sinüs Tedavisi

 Doktorumuzla Sohbetler            Sevgili okurlarımız, Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Eren Yüksel bu hafta Devrek Devlet Hastanesi’nde çalışmaya başladı. Bilgisi, tecrübesi, güleryüzlülüğü ve yardımseverliği ile kısa sürede hem meslektaşlarının hem de hastalarının takdirini kazanan Dr. Mehmet Eren Yüksel ile “Doktorumuzla Sohbetler” başlığı altında söyleşiler yapmaya karar verdik. Bu söyleşilerde hastanemizde yapılan ameliyatlar, tıptaki son gelişmeler ve yeni tibbi tekniklerden bahsedeceğiz. Aşağıda siz okurlarımızla ilk söyleşimizi paylaşmak istiyoruz.  Mehmet Eren Hocam, bize kıl dönmesi (pilonidal sinüs) hakkında bilgi verir misiniz?MEY: Pilonidal sinüs yani kıl dönmesi, kalçaların arasında kuyruk sokumunun üzerinde bulunan, dışarıdan bakıldığında küçük delikçikler olarak görülen,  yuvacıklardır. Zaten pilo kıl, nidus da yuva demektir. Bu yuvalarda kıllar birikmektedir. Birçok hasta, bu küçük delikçiklerden akıntı olduğundan şikayet etmektedir.  Bu hastalığın sebebi nedir?MEY: Kuyruk sokumu bölgesindeki kılların varlığı, o bölgedeki oksijenin yetersizliği ve genetik gibi birçok faktörün bu hastalığa neden olabildiği söylenmektedir.  Kıl dönmesi yani pilonidal sinüs hastalığının tedavisi var mı?MEY: Pilonidal sinüs...
Devamını okuyun
  27570 Tıklanma
  0 yorum
27570 Tıklanma
0 yorum

Doktorumuzla Sohbetler: Şeker Hastalığı

DOKTORUMUZLA SOHBETLER-ŞEKER HASTALIĞI-Sevgili okurlarımız, Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Eren Yüksel ile bu haftaki söyleşimizde şeker hastalığından bahsetmek istedik. Aşağıda siz okurlarımızla şeker hastalığı hakkındaki söyleşimizi paylaşmak istiyoruz. Mehmet Eren Hocam, birçok arkadaşımızda, akrabamızda ve tanıdığımızda şeker hastalığı (diabetes mellitus) var. Eskiye göre Türkiye’de şeker hastalığı daha sık mı görülüyor? MEY: Çok haklısınız. Şeker hastalığı (diabetes mellitus) Türkiye’de ve dünyada hızla yayılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2013 yılı verilerine göre dünyada 347 milyon insanda şeker hastalığı var*. Şeker hastalığı neden bu kadar sık görülüyor? MEY: Aşırı kilolu olmak ve fiziksel aktivitenin azlığı şeker hastalığının bir salgın gibi dünyada hızla yayılmasına yol açıyor.Şeker hastalığının 2030 yılında insanların ölümüne yol açacak en önemli 7. neden olacağı tahmin ediliyor. Şeker hastalığının kaç çeşidi var? MEY: Şeker hastalığının iki ana çeşidi var. Vücutta insülin üretiminde yetersizlik varsa tip 1 şeker hastalığı, vücutta insülin etkin kullanılamıyorsa tip 2 şeker hastalığı oluşuyor. Bir de hamilelikte görülen,...
Devamını okuyun
  26339 Tıklanma
  0 yorum
26339 Tıklanma
0 yorum

Sağlık Köşesi: Aşırı Şişmanlık / Obezite

AŞIRI ŞİŞMANLIK / OBEZİTE                  Aşırı şişmanlık (obezite) Türkiye’de ve dünyada hızla yayılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün mayıs 2014’te yayınladığı verilere göre her yıl dünyada en az 2.8 milyon insan şişman veya aşırı şişman olmanın sonuçlarına bağlı olarak hayatını kaybediyor*. Eskiden üst gelir grubundaki ülkelerde görülen aşırı şişmanlık artık orta ve alt gelir grubundaki ülkelerde de görülüyor.                Aşırı şişmanlık sağlığı bozabilecek şekilde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanıyor. Aşırı şişmanlığı tanımlamak ve sınıflandırmak için en sık kullanılan yöntem ise vücut kitle indeksini hesaplamak. Kilogram cinsinden vücut ağırlığının metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesinden (kg/m2) ortaya çıkan sayı vücut kitle indeksi olarak adlandırılıyor. Dünya Sağlık Örgütü vücut kitle indeksi 25’in üzerinde olanları şişman, vücut kitle indeksi 30 ve üstünde olanları ise aşırı şişman (obez) olarak kabul ediyor.Normal 18.5 - 24. 9Şişman≥25Aşırı Şişman / Obez ≥30Aşırı Şişman Sınıf 1 30-34.9Aşırı Şişman Sınıf 235-39.9Aşırı Şişman Sınıf 3 ≥40Vücut Kitle İndeksi Sınıflaması**                Çocuklarda görülen aşırı şişmanlık...
Devamını okuyun
  5030 Tıklanma
  0 yorum
5030 Tıklanma
0 yorum

Doktorumuzla Sohbetler: Kanser

KANSER Kanser çağımızın hastalığı. Çevremizdeki birçok kişiye ya kanser teşhisi kondu ya da tanıdığımız / sevdiğimiz birçok kişi kanserden vefat etti. Bu yüzden bugünkü söyleşimizde Devrek Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Eren Yüksel ile kanserden bahsedeceğiz. SD: Mehmet Eren Hocam, kaç çeşit kanser var? MEY: 100’den fazla kanser çeşidi var*. SD: Kanserden ölenlerin sayısı giderek artıyor mu? MEY: Bu soruya kesin bir cevap vermek çok zor. Çünkü teknoloji geliştikçe kanser teşhisi konulan hasta sayısı da giderek artıyor. Eskiden bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme gibi ileri görüntüleme yöntemleri olmadığı için muhtemelen birçok kanser vakası atlanıyordu / gözden kaçıyordu. Teknoloji gelişip de daha önce saptanamayan kanser vakaları teşhis edilebildiği için göreceli olarak toplumda kanserin görülme sıklığı arttı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre 2008 yılında dünyada 7.6 milyon kişi kanserden ölmüş*. Bu sayı dünyadaki tüm ölümlerin %13’ünü oluşturmuş. SD: Daha önceki söyleşimizde şeker hastalığından ölümlerin %80’inin düşük ve orta gelirli...
Devamını okuyun
  27051 Tıklanma
  0 yorum
27051 Tıklanma
0 yorum

Sağlık Köşesi: Aşırı Şişmanlıkta Cerrahi Tedavi

Sağlık KöşesiAşırı Şişmanlıkta Cerrahi Tedavi                 4.8.2014 tarihli Sağlık Köşesi’nde aşırı şişmanlıktan/obeziteden bahsetmiştik. Birçok okurumuz kendi vücut kitle indekslerini hesapladıklarını ve yayınlanan tabloyu kullanarak aşırı şişman olup olmadıklarına baktıklarını ifade ettiler.* Bugünkü Sağlık Köşesi’nde ise aşırı şişmanlık tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemlerden olan laparoskopik sleeve gastrektomi, laparoskopik ayarlanabilir gastrik bant ve Roux-en-Y gastrik bypass’tan bahsedeceğiz.                Eylül 2011’de Amerikan Cerrahlar Birliği (American College of Surgeons) laparoskopik gastrektominin morbiditesinin ve etkinliğinin bant ve bypass yöntemleri arasında olduğuna dair ilk raporunu yayınladı.** Bu çalışmada laparoskopik sleeve gastrektominin etkinlik ve güvenlik açısından diğer yöntemlerle karşılaştırıldığını ve söz konusu prospektif (ileriye dönük) çalışmanın Temmuz 2007-Eylül 2010 tarihleri arasında 109 hastaneden 28.616 hasta ile yapıldığını bildirdiler. Hastaların 30 günlük, 6 aylık ve 1 yıllık sonuçlarının (morbidite, mortalite, tekrar hastaneye yatış, operasyon tekrarı, vücut kitle indeksinde azalma) değerlendirildiğini belirttiler. Sonuç olarak vücut kitle indeksindeki azalmaya en çok sırasıyla açık veya kapalı yapılan Roux-en-Y gastrik bypass’ın, daha sonra laparoskopik sleeve...
Devamını okuyun
  4894 Tıklanma
  0 yorum
4894 Tıklanma
0 yorum

Doktorumuzla Sohbetler: Sigara

SİGARABugünkü söyleşimizde tütün kullanımının zararlarını ayrıntılı olarak incelemek istedik. Op. Dr. Mehmet Eren Yüksel ile sigaranın zararları hakkında yaptığımız söyleşiyi beğenilerinize sunuyoruz. SD: Mehmet Eren Hocam, sizinle kanser hakkında yaptığımız söyleşinin çok ilgi çektiğini düşünüyorum. Okurlarımıza aydınlatıcı bilgiler verdiğiniz için teşekkür ediyoruz.MEY: Rica ederim. Okurlarımızı bilgilendirebildiysek ne mutlu bize. Ancak, unutulmamalı ki okurlarımız en doğru bilgiyi her zaman doktorlarından almalılar. Okurlarımız sorunlarını ve merak ettiklerini doktorları ile paylaşırlarsa doktorları onlara mutlaka yardımcı olacaktır. SD: Geçen haftaki söyleşimizde kanserden bahsetmiştik. Tütün kullanımının önüne geçilebilirse birçok insanın kanserden korunabileceğinden ve tütün kullanımının dünyada kansere bağlı ölümlerin %22’sinden sorumlu olduğundan bahsetmiştik. Bu yüzden okurlarımıza sigara içmemelerini ve sigara içilen ortamlardan uzak durmalarını tavsiye etmiştik. İsterseniz bu konuyu biraz daha açalım.MEY: Tütün kullanımı her yıl dünyada beş milyondan fazla insanın ölmesine neden oluyor.* Bu sayı AIDS, verem ve sıtma gibi hastalıkların yol açtığı ölümlerden bile daha fazla. Ancak, özellikle dikkat çekmek istediğim nokta kendisi tütün...
Devamını okuyun
  26683 Tıklanma
  0 yorum
26683 Tıklanma
0 yorum

Doktorumuzla Sohbetler: Verem / Tüberküloz

Verem / Tüberküloz  Doktorumuzla Sohbetler Verem Bugün Op. Dr. Mehmet Eren Yüksel ile söyleşimizi verem (tüberküloz) hakkında yapacağız. SD: Mehmet Eren Hocam, bugünkü söyleşimizde özellikle veremden bahsetmek istediğinizi belirttiniz, nedenini sorabilir miyim? MEY: Tüberküloz yani verem önlenebilen, bulaştığında da  tedavi edilebilen bir hastalık. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 2012 yılında dünyada 8.6 milyon insan vereme yakalanmış.* Aynı yıl 1.3 milyon kişi de veremden dolayı hayatını kaybetmiş. Böylesine sık görülen ancak önlenmesi ve tedavisi mümkün olan bir hastalık hakkında okurlarmıza bilgi vermek istedim.SD: 1.3 milyon çok büyük bir sayı. Veremden hala bu kadar çok sayıda insanın öldüğünü öğrenmek çok üzücü. MEY: Evet, çok üzücü. Veremden ölümlerin %95’i düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor. Ayrıca, 15-44 yaş grubundaki kadınlarda en sık görülen ölüm nedenlerinden biri.*SD: Önceki söyleşilerimizde şeker hastalığına ve kansere bağlı ölümlerin çoğunlukla düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleştiğinden bahsetmiştiniz. Demek ki bu gruba veremi de eklemek gerekecek. MEY: Çok haklısınız, hafızanız...
Devamını okuyun
  26435 Tıklanma
  0 yorum
26435 Tıklanma
0 yorum

Doktorumuzla Sohbetler: Hepatit E

HEPATİT E Bugünkü söyleşimizde Devrek Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Eren Yüksel ile Hepatit E’den bahsedeceğiz. SD: Mehmet Eren Hocam, Hepatit A, B ve C’yi daha önce duymuştum ama Hepatit E diye bir hastalık olduğunu ilk defa sizden öğrendim. MEY: Hepatit A, B ve C’nin yanısıra Hepatit D ve E de var. Hepatit E temiz içme suyunun olmadığı yerlerde kirli sular ile bulaşıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada her yıl 20 milyon insana Hepatit E bulaşıyor. Söz konusu 20 milyon kişinin 3 milyonunda karaciğer hastalanıyor ve her yıl yaklaşık 56.000 kişi hayatını kaybediyor.* SD: Hepatit E kirli sulardan nasıl bulaşıyor? MEY: Hepatit E taşıyan biri tuvaletten çıktıktan sonra ellerini iyice yıkamadan içme suyu ile temas ederse veya temiz içme suyuna birinin gaytası (büyük abdest) bulaşırsa Hepatit E su ile taşınarak diğer insanlara bulaşır. SD: Hepatit E’nin bulguları nelerdir? MEY: Hepatit E en çok 15-40 yaş arasında görülüyor.*...
Devamını okuyun
  26725 Tıklanma
  0 yorum
26725 Tıklanma
0 yorum

Doktorumuzla Sohbetler: Astım

Doktorumuzla SohbetlerAstımBugünkü söyleşimizde Op. Dr. Mehmet Eren Yüksel ile astım hastalığından bahsedeceğiz.  SD: Mehmet Eren Hocam okurlarımıza astım hakkında neler söylemek istersiniz? MEY: Astım, tekrarlayan nefes darlığı ve hırıltılı solunum ataklarının olduğu süreğen (kronik) bir hastalıktır.* Her insanda bu astım ataklarının şiddeti ve sıklığı değişiklik gösterir. Belirtiler günde veya haftada birkaç kez ortaya çıkabilir. Bazı kişilerde semptomlar fiziksel aktivite esnasında veya geceleri daha da artabilir. Solunum yollarını daraltan tetikleyici sebepler bulunmazsa solunum yollarının daralması astım atağına ve hatta ölüme neden olabilir. Astım tetikleyicileri arasında soğuk hava, aşırı sinir veya aşırı korku gibi duygusal durumlar ve fiziksel egzersiz sayılabilir.  SD: Astım ne sıklıkta görülüyor? MEY: Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre dünyada 235 milyon insanda astım var.* Astım ülkelerin gelişmişlik seviyesinden bağımsız olarak bütün ülkelerde görülebiliyor. Ancak astım nedeniyle ölümlerin %80’i düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor. Maalesef, Dünya Sağlık Örgütü gelecek 10 yıl içinde astımdan ölümlerin artacağını bildiriyor.  SD: Bu kadar sık görülen ve hatta ölüme neden...
Devamını okuyun
  26266 Tıklanma
  0 yorum
26266 Tıklanma
0 yorum

Doktorumuzla Sohbetler: Antibiyotik Direnci

Antibiyotik Direnci Bugünkü söyleşimizde Op. Dr. Mehmet Eren Yüksel ile antibiyotik direncinden bahsedeceğiz.  SD: Mehmet Eren Hocam, antibiyotik direnci nedir? MEY: Bakteri, virüs ve bazı parazitler gibi küçük canlıların (mikroorganizma) antibiyotik, antiviral (virüs ilacı) ve antimalaryal (sıtma ilacı) gibi ilaçlara karşı direnç geliştirmesidir.*  SD: Antibiyotik direnci gelişirse ne olur? MEY: Şu anda kullandığımız ilaçlar, uyguladığımız tedaviler bir işe yaramaz, bulaşıcı hastalıklar devam eder ve başkalarına yayılır.  SD: O zaman antibiyotik direnci çok ciddi bir konu. MEY: Evet, antibiyotik direnci bütün dünyayı ilgilendiren çok ciddi bir konu. Son yıllarda mikroplara karşı kullanılan (antimikrobiyal) ilaçlara karşı dirençli küçük canlı (mikroorganizma) sayısında artış var. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) uyarıyor: “Bir gün enfeksiyon hastalıkları (bulaşıcı hastalıklar) kontrol edilemeyecek hale gelebilir” diyor. ** Günümüzde ulaşım, ticaret ve turizm sayesinde, kolaylaştı. Bu sayede antibiyotiklere dirençli-hastalık yapan küçük canlılar da hızla dünyanın başka yerlerine yayılma imkanı buluyor. SD: Antibiyotik direnci nasıl gelişiyor? MEY: Antibiyotik direncini oluşturan en önemli sebep ilaçların yüksek veya düşük dozda yanlış kullanılması. Okurlarımız...
Devamını okuyun
  26619 Tıklanma
  0 yorum
26619 Tıklanma
0 yorum

Doktorumuzla Sohbetler: Çocuk Felci / Polio

Doktorumuzla Sohbetler Çocuk Felci / Polio Bugünkü söyleşimizde Op. Dr. Mehmet Eren Yüksel ile çocuk felcinden (polio) bahsedeceğiz. SD: Mehmet Eren Hocam, çocuk felci hakkında okurlarımıza neler söylemek istersiniz?MEY: Çocuk felci (polio) dünyanın birçok ülkesinde neredeyse adı unutulan, artık görülmeyen bir hastalık. Ancak, çocuk felci hala dünyanın bazı ülkelerinde mevcut ve özellikle beş yaşın altındaki çocukları etkilemeye devam ediyor.* Her iki yüz polio enfeksiyonundan birinde özellikle bacaklarda görülen felç meydana geliyor. 1/200 yüksek bir oran. Aynı zamanda, felç olan hastaların %5 - %10’unda solunum kasları da felç oluyor.* Çok üzücü bir durum. SD: Çocuk felci hastalığı tamamen yok edilemez mi?MEY: 1988 yılında polio yılda 350.000’den fazla kişiyi felç ediyordu*. 2013 yılında ise bildirilen sadece 406 polio olgusu var. Yani 1998’den 2013 yılına kadar çocuk felci olgularının sayısı %99’dan fazla azalmış. Bu çok sevindirici bir durum. Ancak, dikkat ederseniz olgu sayısı sıfır değil. Yani polio hala görülüyor. Öte yandan bu sayılar bildirilen olgulara ait....
Devamını okuyun
  27163 Tıklanma
  0 yorum
27163 Tıklanma
0 yorum

Türkiye'deki en yaygın hastalıklar

Türkiye’nin gen haritası ve hastanelerde başvuru sayısına göre insanımızda görülen en hastalıklar şöyle; 1) Şeker: %32,8 Hastalığın görülme yüzdesi % 32,8  civarındadır. Şeker hastalığı ülkemizde en fazla görülen hastalıktır. Şeker hastalığı pankreasın yeterli oranda insülün üretmemesi sonucu insülin yetersizliğinden oluşan bir hastalıktır. Vücutta insülünin düşmesi kandaki şekerin çok fazla yükselmesine neden olur. Bu durum da vücudumuz için adeta bir zehir etkisi yaratır ve vücuda ciddi zararlar verir. 2) Tansiyon %31,8 Hastalığın görülme yüzdesi % 31,8  civarındadır. Tansiyon, kanın damarlar içinde ki basıncı olarak tanımlanmaktadır. Bu basıncın sağlanması için belli bir dengeleme sistemi vardır. Bu sistemde yaşanan rahatsızlığa tansiyon rahatsızlığı denmektedir. 3) Kalp %26 Hastalığın görülme yüzdesi % 26 civarındadır. En çok görülen rahatsızlıklardan biri olan kalp hastalığı  kalp odacıklarının arasındaki delikler, kalp kapaklarındaki hastalıklar, kalpteki kan akışını sağlayan atardamar ve toplardamarlardaki rahatsızlıklar, kalbi besleyen damarlardaki sorunlar ve kalpteki gelişim bozuklukları sayılabilir. 4) Kanser %15,9 Hastalığın görülme yüzdesi % 15,9 civarındadır. Vücudumuzda...
Devamını okuyun
  6817 Tıklanma
  0 yorum
6817 Tıklanma
0 yorum

Vaser Liposuction - Onur Çukurluoğlu

VASER liposelection tekniği yağlanmanın fazla olduğu bölgelerinizi yeniden şekillendirmek ve fit bir görünüm elde etmek için kullandığımız bir yöntemdir. Bu teknikte tıbbın birçok alanında kullanılan ses dalgalarından faydalanılmaktadır. Ergenlik ile birlikte yağ hücrelerinin sayıca artışı tamamlanmaktadır. Kilo alma ile sadece hacimsel büyüme görülür. Genetik şifreniz ergenlik sonrası vücudunuzun neresinde ne kadar yağ olacağını zaten belirlemiştir. Çoğu zaman diyet ve egzersiz ile vücudunuzun belirli yerlerinde istediğiniz şekillenmeye elde edemeyişinizin sebebi budur ve bunu en iyi Vaser Liposelection tekniği ile giderebiliriz. VASER liposelection tekniği yağlanmanın fazla olduğu bölgelerinizi yeniden şekillendirmek ve fit bir görünüm elde etmek için kullandığımız bir yöntemdir. Bu teknikte tıbbın birçok alanında kullanılan ses dalgalarından faydalanılmaktadır. Böbrek taşlarının kırılmasında kullanılan ses dalgaları gibi yağ hücrelerinin parçalanması için dizayn edilmiş ses dalgalarını kullanmaktadır.
  7963 Tıklanma
  0 yorum
7963 Tıklanma
0 yorum

Katarakt Ameliyatlarında “CATALYS FEMTOLASER” dönemi

Özel Ata Sağlık Hastanesi Kurucularından Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Safiye Yılmaz son dönemlerin Katarakt Cerrahisindeki önemli gelişmelerinden kabul edilen FemtoLaser cihazları ile katarakt cerrahisinin yeni bir boyut kazandığını belirterek katarakt tedavisinde yaşanan son gelişmeleri anlattı. Prof. Dr. Yılmaz, “Katarakt cerrahisinde halkın lazerle katarakt ameliyatı olarak bildiği ameliyatlar aslında tam olarak gerçek lazer sistemi ile yapılmıyordu. Femto katarakt ameliyatında göz doktoru bilgisayar kontrollü lazer cihazı kullanır, bu sayede insan faktörü aza indirilerek ameliyatta güvenlik ve hassaslık üst seviyeye çıkarılmaktadır” dedi. Her Hastaya Özel Tedavi Prof. Dr. Safiye Yılmaz, her hastanın gözünün, cihazda bulunan Optik Koherens Tomografi ile 3 boyutlu olarak taranarak gözün anatomik yapısının görüntülendiğini ve ameliyat edilecek bölgedeki dokuların tespit edildiğini belirterek “ Bu sayede hekim çok hassas bir biçimde istediği kesiyi doğru yere konumlandırabiliyor ve sonrasında laser sayesinde kusursuz bir şekilde bu kesileri oluşturabiliyor.” dedi. Hem Hasta Hem Hekim İçin Avantajlı ve Konforlu Prof. Dr. Safiye Yılmaz, “ Catalys...
Devamını okuyun
  8336 Tıklanma
  0 yorum
8336 Tıklanma
0 yorum

Geleceğin Ortodontik Tedavi Yöntemiyle Tanışın

İnsanların doğuştan çok düzgün bir diş yapısına sahip olması ender rastlanan bir durumdur. Bu yüzden çarpık, seyrek ya da düzensiz dişler birçok kişinin ortak sorunudur. Çene ve yüz sistemiyle uyumlu düzgün sıralanmış dişler psikolojik ve bedensel sağlığın vazgeçilmez bir parçasıyken, bireyin sosyal yaşantısını da doğrudan etkilemektedir. Ortodontik diş problemlerini tedavi etmede en başarılı ve dolayısıyla en çok tercih edilen geleneksel diş telleri ve sabit düzelticiler artık yerini “Şeffaf plaklara” bırakıyor. Şeffaf plak (aligner) teknolojisi modern ortodontiye yeni ölçekler getiriyor. Artık yaş, cinsiyet, meslek grubu ne olursa olsun hiçbir birey kötü görünümlü çarpık dişlerle yaşamak, gülerken eliyle dişlerinin kötü görünümlerini saklamak zorunda değil. Yüksek etki gücüne sahip ve estetik açıdan tamamen şeffaf apareyler iskeletsel bir problemin olmadığı vakalarda çocuk ya da yetişkin her yaşta uygulanabilir. Şeffaf Plaklarla Ortodontik Tedavinin Avantajları Nelerdir? Şeffaf: Şeffaf plaklar neredeyse tamamen görünmezdir, dişlerinize düzeltici bir aparey taktığınızı kimse fark etmez. Konforlu: Bu plaklarla tedavi geleneksel braketleme yöntemlerine...
Devamını okuyun
  16237 Tıklanma
  0 yorum
16237 Tıklanma
0 yorum

Panaromik Röntgen ve Volumetrik Dental Tomografi Arasındaki Farklar

Panaromik diş röntgeni çenelerdeki dişlerin ve çene kemiklerinin tek bir büyük diş filmi üzerinde görüntülenebildiği ve problemlerin tespit edilebildiği iki boyutlu görüntü veren röntgen tekniğidir. Ağızda klinik olarak çok fazla çürük varsa tüm dişlerden teker teker film almaktansa bu görüntüleme tekniği avantaj sağlar. Periodontal hastalıklarda dişleri çevreleyen kemik miktarının tespiti, kist ve tümör gibi oluşumların incelenmesi, gömük yirmi yaş dişleri ve pozisyonlarının tespitinde önemlidir. Dental Volümetrik Tomografi baş boyun bölgesi için özel tasarlanmıştır. Normal tomografiye göre çok daha az ışın verir. Üç boyutlu ve birebir görüntü vermesi en büyük avantajıdır. Klasik panaromik filmle incelenebilen herşey tomografi ile çok daha detaylı, üç boyutlu ve birebir oranında incelenebilir. Özellikle kemiğin üç boyutlu görüntüleri her düzlemde analiz edilebildiğinden implant cerrahisi öncesi planlamada büyük kolaylık sağlar ve tedavi başarısını ciddi oranda arttırır. Dental volümetrik tomografinin en büyük avantajlarından birisi de hastaya minimal düzeyde ışın vererek çok kaliteli görüntü alabilmesidir.   Tabloda da görüldüğü üzere günlük hayatımızdaki...
Devamını okuyun
  14037 Tıklanma
  0 yorum
14037 Tıklanma
0 yorum

Aşılamada Sperm Kalitesi Önemli Midir?

Eğer erkeğin spermlerinin sayı ve hareketi çok düşük ise; aşılamadan beklenecek fayda çok azdır. Bu sayı ve hareketlilik konusunda tam bir fikir birliği olmasa da, genellikle kabul gören görüş erkeğin spermlerine yıkama işlemi uygulandıktan sonra, ileri doğru hareketli sperm oranının en az ml’de 1 milyonun üstünde olması gerektiğidir. Diğer önemli bir konu da spermlerin şekil bozukluklarıdır. Aşılama öncesinde yapılan spermiyogram değerlendirmesine göre; normal görünümlü sperm sayısının en az % 4-5 olması gerekmektedir.
  39613 Tıklanma
  0 yorum
39613 Tıklanma
0 yorum

Aşılama En Fazla Kaç Kere Yapılabilir?

Deneme sayısı uygulama nedenine, çiftin ihtiyaçlarına ve ekonomik durumuna göre ayarlanır. Elbette bu işlemin yapılabilmesi için, en az bir tüpün açık olması şarttır. Dolayısıyla aşılama işleminden önce rahim filmi çekilmesi de gereklidir. Günümüzde kabul edilen görüş, en fazla 3 kez aşılama yapılmasıdır. Aşılamadan fayda göreceği düşünülmeyen, ya da 2-3 kez aşılama yapılmasına rağmen gebelik oluşmayan kişiler, tüp bebek tedavisine yönlendirilmelidir.
  38993 Tıklanma
  0 yorum
38993 Tıklanma
0 yorum

Mikroakışkan Sperm Ayıklama Çipleri

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, her 6-7 çiftten biri çocuk sahibi olmak için tıbbi yardıma ihtiyaç duyar. Çocuk sahibi olamayan çiftlerin üçte biri sadece erkek faktörü kaynaklıdır. Yardımcı üreme tedavilerinin bütün yaklaşımları arasında hücre içi sperm enjeksiyonunun (ICSI), erkek kısırlığına en iyi çözüm olduğu belirlenmiştir. ICSI tedavisinin en büyük başarısının en sağlıklı spermi seçmekten geçtiği gebelik oranlarıyla da ortaya konmuştur. In vitro fertilizasyonda (IVF) ve ICSI tekniklerinde sperm seçme parametreleri spermin hareketliliği ve morfolojisidir. Ancak kullanılan standart tekniklerin bu parametrelere sahip spermleri seçmede yetersiz oldukları ortaya çıkmıştır. Ayrıca yoğunluk farkına bağlı olan ayrıştırma tekniklerinde de spermde DNA hasarı oluşturduğu tespit edilmiştir. Yüzdürme tekniği, sediment halindeki spermlerin arasından hareketli olanların yukarı, taze ortama yüzmesine dayalıdır. Bu tekniklerin ikisi de yüksek DNA hasarı oranına sahip semen örneklerinde yetersiz kalmaktadır. Mikroakışkan Sperm Ayıklama Çipleri; canlı, sağlıklı hücrelere fiziki zarar verebilecek teknikleri kullanmadan, morfolojik ve fizyolojik olarak daha iyi durumda ve DNA kırıklarının bulunma oranı...
Devamını okuyun
  8918 Tıklanma
  0 yorum
8918 Tıklanma
0 yorum

Aşılamanın Başarı Oranı Nedir?

Aşılama işleminin başarısı her bir deneme için % 10-15’ler civarındadır. Bu oranın daha fazla olmadığı aşılama yöntemine başlayan bütün çiftler tarafından bilinmeli ve gebelik oluşmadığında hayal kırıklığına uğramamalıdırlar.
  38566 Tıklanma
  0 yorum
38566 Tıklanma
0 yorum