fbpx
Giriş
x
veya
x
x
Kayıt
x

veya

social facebook social twitter instagram

Göz protezi kimlere uygulanır? Hareketli göz protezi ne demektir?

Görme işlevinin kalıcı olarak yitirilmiş olduğu durumlarda eğer şiddetli ağrı ya da kozmetik olarak hoşa gitmeyen görünüm mevcutsa gözün işlev görmeyen kısımları alınarak protez göz ameliyatları yapılmaktadır. Bu grupta en sık travma nedeniyle işlevini ve/veya bütünlüğünü yitirmiş gözler ile doğuştan olan göz hastalıkları, tümörler, ilerleyici tipte ve görme kaybı ile sonuçlanan göz hastalıkları yer almaktadır. Bu ameliyatlarla görmeyen bir gözün görür hale gelmesi maalesef mümkün değildir, amaç diğer gözden görünüm olarak ayırdedilemeyecek kozmetik bir düzelme temin etmektir.   Göz protezi ameliyatlarında pek çok yöntem mevcuttur. Yöntemi ne olursa olsun, en önemli 2 faktör, sağlıklı bir soket yüzeyi oluşturmak ve içeriye yerleştirilen implantın açılmasını/atılmasını önleyecek önlemler almaktır. Protezin hareketi, içerideki yüzeyin ve hacmin muntazam olarak temin edildiği cerrahi tekniğe bağlıdır. Ameliyat genel anestezi altında yapılır ve sonrasında genellikle 24 saat hastanede geçirilerek ağrı kontrol altında tutulur. Yaklaşık 4-6 hafta sonra iyileşme tamamlandığında yüzeyin kalıbı alınarak kişiye özel protez hazırlanır ve göz yüzeyine...
Devamını okuyun
  16339 Tıklanma
  0 yorum
16339 Tıklanma
0 yorum

Doğuştan Gözkapağı Düşüklüğü Neden Olur, Ne Zaman Müdahale Edilmelidir?

Doğuştan kapak düşüklüğü (konjenital ptozis), gözkapağımızı kaldıran kasın (levator) ana rahmindeyken tam gelişmemesi nedeniyle ortaya çıkar. Genellikle tek taraflı olan bu durumda levator kastaki bozuklukla orantılı miktarda kapak düşüklüğü izlenmektedir. Kapağın gözbebeğini tamamen örttüğü durumda görme tam gelişemeyeceği için (göz tembelliği) erken cerrahi müdahale gerekli olmaktadır. Üstelik pek çok bebekte asimetrik yüksek astigmat da bu duruma eşlik etmekte ve kapağın yeterince düşük olmadığı durumlarda dahi göz tembelliğine yol açabilmektedir. Bu nedenle kapak düşüklüğü aile tarafından farkedildiği anda göz/oküloplastik cerrahi muayenesi şarttır. Bebeğiniz sürekli boynunu geriye atarak ve kaşlarını kaldırarak görmeye çalışıyorsa, bu durum görme aksını açma çabasını göstermekte ve göz tembelliği riskinin yüksek olduğu ipucunu vermektedir.   Cerrahi müdahale zamanlaması ve yöntemi pek çok etkene bağlıdır. Yaş, düşüklüğün miktarı, levator kas fonksiyonu, kapak-çene senkron hareketliliğinin (Marcus Gunn jaw-winking) varlığı değerlendirmede önemlidir. Kapakla birlikte göz hareketlerinin ve gözbebeğinin muayenesi de altta yatan neden hakkında çok önemli ipuçları verecektir.   Konjenital ptozun tedavisi...
Devamını okuyun
  37491 Tıklanma
  0 yorum
37491 Tıklanma
0 yorum

Bebeklerde Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Yenidoğanların %5-10’unda görülebilen gözyaşı kanal tıkanıklığı bir veya iki gözde aşırı sulanma, çapaklanma, kızarıklık ve kapak şişliğine neden olabilmektedir. Bu durum genellikle gözyaşı kanalının burun içine açılan uç kısmındaki kapakçığı kapatan bir zardan, bazen de kemik kanalın kendisinin darlığından kaynaklanabilmektedir. Altta yatan sebeplerin ayırıcı tanısı oküloplastik muayene ile mümkündür ve nedene yönelik çeşitli tedavi alternatifleri mevcuttur. Nadiren, kanal içerisinden burun boşluğuna uzanan zarla çevrili kist varlığında (mukosel) şiddetli infeksiyonla birlikte solunum depresyonu ve beslenme esnasında ölüm riski olduğu için göz-burun köşesindeki morumsu şişkinlikler acilen bir göz hekimi/oküloplastik cerrah tarafından değerlendirilmeli ve müdahale geciktirilmemelidir.     Muayenede kapağın yanı sıra aşırı sulanma ve çapaklanma yapabilecek diğer göz hastalıkları ekarte edildikten sonra eğer kanal tıkanıklığı saptanırsa doktorunuz size keseyi boşaltıcı ve burun köşesinden kanala doğru basınç uygulayarak kanal ucunu açmayı amaçlayan masajı gösterecek ve gerekli durumlarda antibiyotikli damlalar önerecektir. Çoğu zaman burun üzerini ya da kapağın keseyle ilgisi olmayan kısmını ovuşturan ve fayda sağlamayan...
Devamını okuyun
  40321 Tıklanma
  0 yorum
40321 Tıklanma
0 yorum

Gözkapağı Estetiği (Blefaroplasti) Ameliyatı: Kişiye Özel Uygulamalar

Yeni bir insanla tanıştığımızda, bilinçaltımız o kişi hakkında fikirlerimizi ilk 10 saniye içerisinde o kişinin göz ve göz çevresinin görünümüyle tanımlar ve bu durum çoğunlukla kalıcı olur. Üstelik, kişinin kendisindeki yaşlanma belirtilerini ilk olarak göz çevresindeki değişikliklerle algıladığı bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Bu nedenle tüm karakterimizi ve iç dünyamızı da ifade etmesi itibariyle göz çevremizin görünümü sosyal ilişkilerimizi, iş hayatımızı ve arkadaşlıklarımızı bile etkileyebilmektedir. Gözkapağı ameliyatı yaptırmış olan pek çok kişi, ameliyat sonrasında yakın arkadaşlarının onlara ‘Bir derdin var da bize mi anlatmıyorsun?’, ‘Nedir seni bu kadar mutsuz eden?’ gibi soruları sormaktan vazgeçtiklerini, iş ortamında daha dinç ve enerjik olarak algılandıklarını ya da yeni bir sosyal ortamda daha rahat kabul gördüklerini ifade etmektedirler. Göz bölgemiz, doğuştan sahip olduğu karakteristik özelliklerin yanı sıra zamanın etkileriyle bazı değişikliklere uğramaktadır. Kapağımızın ve kaş dokusunun sıkılığı ve şekli değişerek sarkmalar ortaya çıkabilmekte, gergin bir bağ dokunun arkasında yer alan yağlar öne doğru torbalar halinde fıtıklaşabilmektedir. Kapak...
Devamını okuyun
  16565 Tıklanma
  0 yorum
16565 Tıklanma
0 yorum

Göz Çevresinde Ameliyatsız Tedavi Yöntemleri

Göz çevresinde cerrahisiz müdahale gerektiren durumlar olduğu gibi, cerrahiye ek faydalar sağlayacak pek çok yöntem mevcuttur. Bunların arasında botoks, dolgu, PRP, radyofrekans, lazer, peeling (kimyasal soyma) uygulamaları başlıcalarıdır.   Göz etrafındaki derin çizgiler ve kırışıklıklar cerrahi yöntemlerle giderilemezler. Bu aşamada botoks çok değerli bir tedavi imkanı sunmaktadır. Göz kenarlarındaki kaz ayakları, kaşların arasındaki dikine çizgilenmeler, alın kırışıklıkları botoks ile her yaşta ve cinsiyette giderilebilirken, aynı zamanda kaş şeklini daha çekici hale getirmek ve kaş düşüklüğüne müdahale etmek botoksla mümkündür.   Göz altı halkaları mutlak cerrahi gerektirmeyecek düzeydeyse, morluk ve çökme çok belirginse ışık dolgusu ile tek seansta tedavi pek çok hastanın ameliyatsız sağlıklı bir görünüme kavuşmasını sağlamaktadır. Alt kapak-yanak bileşkesinde, orta yüz kısmında çökme ve sarkma olan hastalarda kapak-yanak bütünlüğünü sağlayıcı dolgular oldukça fayda sağlamaktadır. Yine üst kapak ve kaş kısmında dolgular kaş altı dokulardaki sarkma-çökmeyi gidererek çok daha sağlıklı, genç bir üst kapak elde etmekte çok yardımcıdırlar. Alt kapağa, üst...
Devamını okuyun
  15835 Tıklanma
  0 yorum
15835 Tıklanma
0 yorum

Göz Altı Çukurlarına ve Morluklarına Çözüm: ‘Işık Dolgusu’ Tedavisi

Dolgu uygulamasının amacı, yüzümüzde herhangi bir bölgedeki hacim kaybını gidermek ve deformiteleri düzelterek daha genç bir görünümü temin etmektir. Uzman bir hekim tarafından yüz bölgesinde her yere injekte edilebilirler; en belirgin sonuç alınan bölgelerden biri de göz çevremizdir. Kısa süre önce yapılan bir araştırmada, yüz bölgesinde cerrahi olmaksızın estetik bir değişiklik isteyen hastaların %75i, yaşa bağlı değişiklikleri ilk olarak göz çevrelerinde fark ettiklerini; aynı grubun %80’i de en öncelikli isteklerinin göz çevresi görünümlerinde düzelme olduğunu ifade etmişlerdir. Bu nedenle, göz çevresine yapılacak müdahalelerle bizi olduğumuzdan yaşlı, enerjisiz, mutsuz gösteren deformitelerden kurtulmak önceliklidir. Bu tip müdahalelerin başında göz altı morluk ve çökmelerine yönelik uyguladığımız dolgu tedavisi gelmektedir. Çoğunlukla genetik yapımızla ilgili olan bu durum, yaşla beraber değişikliklerle de artabilmektedir. Bu bölgenin kendisine özgün anatomik yapısı nedeniyle kullanılacak dolgu tipi ve doktorun tecrübesi çok önemlidir. Bu nedenle ışık dolgusu olarak da tabir edilen malzeme sadece bu bölgeye özel olarak tasarlanmış olması itibariyle, bölge...
Devamını okuyun
  14767 Tıklanma
  0 yorum
14767 Tıklanma
0 yorum

Erişkenlerde Gözyaşı Kanal Tıkanıklığı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Gözyaşı kanal tıkanıklığı varlığında gözlerinizde aşırı sulanma ve çapaklanma olmaktadır. Tedavi tipi ve zamanlaması yaşa, hastanın şikayetlerinin miktarına ve tıkanıklığın seviyesine bağlı olarak değişse de sebebi ne olursa olsun bu durum hemen her zaman çözümlenebilmektedir.   Gözyaşını burun içerisine boşaltan sistem üst ve alt kapaklarımızın iç köşesinde punktum denilen küçük delikçiklerle başlar ve her iki kapak boyunca ilerleyerek ortak bir kanal yaptıktan sonra bir keseye açılır; oradan aşağı doğru kemik kanala yönlenir ve bir valfle sonlanarak burun iç kısmına açılır. Sistemin herhangi bir kısmında tıkanıklık görülebilmekle birlikte, en sık olarak kemik kanalın kendisi ya da uç kısmı tıkanmaktadır. Bu durum en sık 60 yaş sonrası kadınlarda altta yatan bir hastalık olmaksızın görülür. Bazen de burun içerisindeki anormallikler, travmalar, geçirilmiş şiddetli göz infeksiyonları/allerji allerjik atakları, kese içi taş/ tömürler, kronik damla (özellikle göz tansiyonu) kullanımı, bazı kemoterapi ilaçları ve bölgesel radyoterapi tıkanıklık etkeni olabilmektedir.   Gözyaşı kanal tıkanıklığı olan erişkinlerde genellikle ek...
Devamını okuyun
  30876 Tıklanma
  0 yorum
30876 Tıklanma
0 yorum

Başarısız Gözkapağı Ameliyatları Ne Gibi Sonuçlar Doğurur?

Görünümümüze estetik katkısının ötesinde, gözkapağımızın gözümüzü dış etkenlerden korumak ve pek çok işleviyle desteklemek görevi vardır; bu nedenle kapak yapısındaki herhangi bir düzensizlik veya anormallik, en önemli duyu organlarımızdan olan gözümüzü direkt olarak etkilemektedir.   Gözkapağımızın vücudumuzdaki tüm diğer organ ve yapılardan pek çok farklılığı sözkonusudur. Hareket kabiliyeti, açılma ve kapanma için zıt yönde çalışması gereken kasları birarada içermesi, kirpikli yapısı ve kirpikleri gözden uzak tutmaya yarayan sistem bütünlüğü, cilt yapısının çok ince oluşu, tüm vücutta cildin hemen altında yağ doku bulunurken gözkapağımızda bunun yerine kapağı kapatmaya yarayan çembersel kasın varlığı gözkapağımızı çok özel bir yapı haline getirmektedir. Bu nedenle kapak cerrahisi yapacak olan kişinin bu özel yapının anatomisine çok hakim olması, yapacağı işlerin göz-kapak bütünlüğüne zarar vermemesini temin edecek kadar göz anatomisi, fizyolojisi ve ilişkili göz hastalıklarını özümsemiş olması önemlidir.   Gözkapağına yapılacak hiçbir müdahale kapanma ve açılma yeteneğini bozmamalıdır. Üst kapak ile ilgili yapılan en büyük hata, sarkan kaş...
Devamını okuyun
  36384 Tıklanma
  0 yorum
36384 Tıklanma
0 yorum

Göz Estetiğinde Dolgu Uygulamaları

Dolgu maddeleri, göz çevremizde yaşa veya genetik özelliklere bağlı olarak görülebilen hacim kaybını etkin biçimde düzeltebilmektedir. Pek çok kişi görünümlerinde belirgin değişiklik olabileceği ve bir başkasına benzeyecekleri kaygısıyla çekimser olabilse de uygun ellerde yapılacak uygulamayla bu endişeler yersizdir.   Yaşımız ilerledikçe, tüm yüzümüzde ve özellikle gözkapaklarımızın çevresinde belirgin bir hacim kaybı yaşarız. Bazı kişilerde bu genetiktir ve ailenin pek çok bireyinde olduğu gibi küçük yaşlardan beri mevcuttur. Bu hacim kaybı, dışarıdan bakıldığında üst kapaklarda olduğundan daha belirgin sarkık bir cilt fazlası olarak ya da kaşta belirgin bir düşüklük olarak algılanmaktadır. Bazı kişilerde ise kaş ile kapak arasında yağ eksikliğine bağlı gözlerde çukura kaçma görünümü mevcuttur. Aynı hacim kaybı, alt kapaklarda kendini çökme ve mor halkalar şeklinde gösterebilmektedir.     Derideki ve onu destekleyici dokulardaki bu tip deformiteler sizi olduğunuzdan mutsuz, yorgun gösterebilmekte, hatta depresyondaymış algısı yaratabilmektedir. Varsa kemik dokudaki erime, kapaklarımızda daha belirgin sarkmaya ve kapak kaş arasında oyuk-boşluk görünümüne; dolayısıyla yaşlı ve...
Devamını okuyun
  14298 Tıklanma
  0 yorum
14298 Tıklanma
0 yorum

Ameliyatsız Gözkapağı Estetiği Mümkün mü?

Gözkapağı ameliyatları en sık yapılan estetik ameliyatlar arasında her zaman ilk üç sıradadır. Uygun ellerde cerrahi çok yüz güldürücü sonuçlar verir ve sorunsuz bir biçimde iyileşir, ancak iyileşme süreci gerektiren cerrahi girişimlere herkes sıcak bakmayabiliyor. Bazı kişilerde ise gözkapağı problemleri ameliyatsız yöntemlerle de halledilebilecek derecede hafif olabiliyor. Son yıllarda gittikçe artan biçimde göz çevresinin cerrahi dışı yöntemlerle tedavisinden bahsedilmekte ve bu yöntemlere ciddi bir talep patlaması yaşanmakta. Bu yöntemler arasında botoks, dolgu, radyofrekans, ultrason, PRP, lazer, kimyasal soyma, plazma tedavisi, ip uygulamaları sıkça gündeme gelmekte. Acaba bu tedaviler ne kadar gerçekçi? En önemlisi, internette bahsedildiği şekilde herkes ameliyat olmaksızın bu yöntemlerle estetik bir görünüme kavuşabilir mi? Öncelikle belirtmek gerekir ki, cerrahi gerektiren hastalarda cerrahinin yerini hiçbir şey tutamaz, yani cerrahi gerektiren bir hastada bahsi geçen diğer yöntemlerle cerrahiye eşdeğer sonuç elde etmek mümkün değildir. Ne var ki, tek başına cerrahinin de mükemmel sonuç elde edemeyeceği bazı deformasyonlar vardır ve tecrübeli cerrahlar...
Devamını okuyun
  37267 Tıklanma
  0 yorum
37267 Tıklanma
0 yorum